“Neden böyle genç bir okulu tercih ediyorsun?”
“Daha kaç kere anlatacağım? Gelecek vaat ediyor burası.”
“Yapma Allah aşkına, bir bakışınla mı anlıyorsun okulun geleceğini?”
“Siz fırsatları göremiyorsunuz. Az öğrenci arasında daha kolay sivrilir insan; okul pek çok imkanı ayağına kadar getirir. Sen peşinden koşup ulaşmak için çok zaman kaybetmezsin. Okulun daha ilk günü rektörümüz Erhan Hoca isteyen her öğrenciyi yurtdışına göndereceğinin sözünü verdi. Kaç rektör öğrencilerine bu sözü verebilir?”
‘Ben bunu istiyorum’ dedim, aileme, arkadaşlarıma, düşüncesine önem verdiğim pek çok insana anlatıp durdum: Neden Özyeğin? Çünkü bu benim hayatım; nerede olmak istediğime ben karar vermeliyim ve sonrasında yaşayacaklarımın sorumluluğunu üzerime alabilecek kadar da cesaretliyim.
Girdiğim bu yol daha ilk senemde aydınlanmaya başladı bile. Fizik, bilgisayar laboratuvarlarında profesörlerle beraber çalışma, ihtiyaç duyduğum her an onlara okul içinde veya okul dışındaysak mail yoluyla ulaşma ve aklıma takılan soruları sorma imkanım var.
Sektörlerle yakın bağları olan okulumda haftada bir, bazen iki kere düzenlenen çeşitli konferanslar ile kendimi geliştirme, ulaşılmaz görülen iş insanlarıyla tanışma ve sohbet etme fırsatı yakaladım. Göz ardı edemeyeceğim bir diğer önemli nokta da ikinci senemden itibaren okulum tarafından yaratılacak olan önemli staj imkanları.
Şimdi bunları çevremdekilerle de paylaşıyorum, üniversitemde neler oluyor anlatıyorum. Ben zaten en başından beri inanmıştım, artık çevremdekiler de inanıyor.
Fotoğraf: Ozan Selvi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Lisans Programı Hazırlık Sınıfı Öğrencisi

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder